Son zamanlarda, son günlerde, son saatlerde...
Bu giriş cümlelerinin blog yazarını büyük bir yükten kurtardığı gerçeğini kabullendikten sonra size üç farklı konuyu bir tepside (ramazanda da çok manidar oldu) sunmaya karar verdim.
Yaz döneminin nerdeyse iki ayını kapsayan bu eğitimi şans olarak gören biri olduğum için keyifli zaman geçirdiğimi söyleyebilirim. Hem istediğim yerde zıtaj yaptığım hem de evime yürüme mesafesi uzaklıkta olduğu için şanslıydım (Olasılıksız kitabını okuduktan sonra şans faktörünü farklı düşünmeye başladım). Geçen sene kazandığım deneyimin de rahat bir zıtaj dönemi geçirmem de etkisini yadsıyamam; aslında bunu ilk zıtaj dönemini yaşayan mimar arkadaşımın haline baktıkça çok daha rahat görebiliyorum. Mimar arkadaş demişken benimle birlikte üç inşaat mühendisi bir de mimar, toplam dört kişiydik. Sanırım her şey lehimizeydi, yemek konusu dışında :) Bizden önce yaşanan bir olay yüzünden yemek şirketi ile anlaşma iptal edilmişti, bu yüzden de bir aydan fazla süre cepten yedik.
Geçen sene zıtajımı üst yapı (konut) yerine alt yapı inşaatında yatığım için bir eksiklik hissettiğim o zamanları düşünüyorum da aslında ne kadar da yanılmışım. Çünkü üst yapı zıtajı ancak 3.sınıfta alınacak betonarme ve yapı statiği dersi ile anlam kazanıyor. Yoksa bu dersleri almadan yapılacak zıtajın yeterli derecede faydalı olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden de bu satırları okuyan inşaat mühendisliği bölümü öğrencilerine üst yapı zıtajlarını kesinlikle 3.sınıftan sonra yapmalarını öneriyorum.
Beni uzun süredir takip edenler Max Payne oyununa olan hayranlığımı bilir. Çok klişe bir hikayeye sahip olsa da oyundaki senaryo işlenişi ve yaşatılan atmosfer bambaşkaydı. Oyundan uyarlama filmlerin başarılarının yerlerde süründüğü gerçeğini düşündüğümde tedirgin oluyorum ama...
Her neyse sizi filmin fragmanı ile başbaşa bırakıp diğer konumuza geçelim. Unutmadan, filmde görülen yarasa tipli yaratıkların oyunda olmadığını biliyorum, sanırım bu sahneler oyunda da gördüğümüz rüyalar ile alakalı olmalı; yoksa gerçekten anlamsız olur. Yahoo video sayesinde mi bilmiyorum ama video tam ekranda bile çok kaliteli. Tam ekranda, sesi yüksek bir şekilde izleyin ;)
Pek kitap okuyan biri değilimdir. Aslında kitap okumayı gerçekten de sevmeme rağmen yılda en fazla iki kitap okuyorum. Belki de okumak için kitap aramayıp, okuyacağım kitabın beni bulmasını beklediğim için bu tezat durum oluşuyor. Kitapların insana verdiği özgürlüğü tattıkça daha bir hevesle okuyor insan. Mekanlar, karakterler, olaylar... Ne kadar tasvir edilirlerse edilsinler tamamen sizin kurduğunuz dünyada gerçekleşiyor.
Olasılıksız kitabını elimden nerdeyse düşürmeden okuyup, kendimi olayları köşeden izleyen bir karakter gibi hissetmemin de sebebi bu. Bu duyguyu gerçekten seviyorum.
Çıktığı ilk zaman arka kapağını okuduğumda çok etkilenmiştim. Nerdeyse iki yıl sonra okumak nasip (ikinci manidar kelime) oldu. Kitapta bolca olasılık, kuantum fiziği ve biraz da istatistik dersleri geçiyor.
Kitap beni gerçekten etkiledi. Sevdim.
Bu giriş cümlelerinin blog yazarını büyük bir yükten kurtardığı gerçeğini kabullendikten sonra size üç farklı konuyu bir tepside (ramazanda da çok manidar oldu) sunmaya karar verdim.
Konu 1: Zıtaj (Staj)
Yaz döneminin nerdeyse iki ayını kapsayan bu eğitimi şans olarak gören biri olduğum için keyifli zaman geçirdiğimi söyleyebilirim. Hem istediğim yerde zıtaj yaptığım hem de evime yürüme mesafesi uzaklıkta olduğu için şanslıydım (Olasılıksız kitabını okuduktan sonra şans faktörünü farklı düşünmeye başladım). Geçen sene kazandığım deneyimin de rahat bir zıtaj dönemi geçirmem de etkisini yadsıyamam; aslında bunu ilk zıtaj dönemini yaşayan mimar arkadaşımın haline baktıkça çok daha rahat görebiliyorum. Mimar arkadaş demişken benimle birlikte üç inşaat mühendisi bir de mimar, toplam dört kişiydik. Sanırım her şey lehimizeydi, yemek konusu dışında :) Bizden önce yaşanan bir olay yüzünden yemek şirketi ile anlaşma iptal edilmişti, bu yüzden de bir aydan fazla süre cepten yedik.
Geçen sene zıtajımı üst yapı (konut) yerine alt yapı inşaatında yatığım için bir eksiklik hissettiğim o zamanları düşünüyorum da aslında ne kadar da yanılmışım. Çünkü üst yapı zıtajı ancak 3.sınıfta alınacak betonarme ve yapı statiği dersi ile anlam kazanıyor. Yoksa bu dersleri almadan yapılacak zıtajın yeterli derecede faydalı olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden de bu satırları okuyan inşaat mühendisliği bölümü öğrencilerine üst yapı zıtajlarını kesinlikle 3.sınıftan sonra yapmalarını öneriyorum.
Konu 2: Max Payne 17 Ekim'de Sinemalarda
Beni uzun süredir takip edenler Max Payne oyununa olan hayranlığımı bilir. Çok klişe bir hikayeye sahip olsa da oyundaki senaryo işlenişi ve yaşatılan atmosfer bambaşkaydı. Oyundan uyarlama filmlerin başarılarının yerlerde süründüğü gerçeğini düşündüğümde tedirgin oluyorum ama...
Her neyse sizi filmin fragmanı ile başbaşa bırakıp diğer konumuza geçelim. Unutmadan, filmde görülen yarasa tipli yaratıkların oyunda olmadığını biliyorum, sanırım bu sahneler oyunda da gördüğümüz rüyalar ile alakalı olmalı; yoksa gerçekten anlamsız olur. Yahoo video sayesinde mi bilmiyorum ama video tam ekranda bile çok kaliteli. Tam ekranda, sesi yüksek bir şekilde izleyin ;)
Max Payne İle İlgili Yazdıklarım
Konu 3: Adam Fawer - Olasılıksız
Pek kitap okuyan biri değilimdir. Aslında kitap okumayı gerçekten de sevmeme rağmen yılda en fazla iki kitap okuyorum. Belki de okumak için kitap aramayıp, okuyacağım kitabın beni bulmasını beklediğim için bu tezat durum oluşuyor. Kitapların insana verdiği özgürlüğü tattıkça daha bir hevesle okuyor insan. Mekanlar, karakterler, olaylar... Ne kadar tasvir edilirlerse edilsinler tamamen sizin kurduğunuz dünyada gerçekleşiyor.
Olasılıksız kitabını elimden nerdeyse düşürmeden okuyup, kendimi olayları köşeden izleyen bir karakter gibi hissetmemin de sebebi bu. Bu duyguyu gerçekten seviyorum.
Çıktığı ilk zaman arka kapağını okuduğumda çok etkilenmiştim. Nerdeyse iki yıl sonra okumak nasip (ikinci manidar kelime) oldu. Kitapta bolca olasılık, kuantum fiziği ve biraz da istatistik dersleri geçiyor.
Kitap beni gerçekten etkiledi. Sevdim.
Şimdi senin eline bir usta iki de amele verseler bi bina dikebilir misin sen bana onu söyle :)
YanıtlaSil@Damacana,
YanıtlaSilAyıpsın Erdal hemen arsayı göster. Ama 3 kişi ile kaç yılda biter Allah bilir :)
Ben de staj olayini yakinda nihayete erdiriyorum ins :) Bu arada cok guzel bir hatira olmus fotograf ;)
YanıtlaSilErdalın söylediği elemanlarla anca duvar örülür. :)
YanıtlaSilvay bu aralar tam da bi akrabamın inşaatı var hayrına iki direkde sen dikiversen makbule geçer vallahi :)
YanıtlaSilVay sevgili kardeşim görüyorsun bizimkileri hemen bina diktirmeye kalkıyorlar. :) Umarım mesleki açıdan tüm şans hep seninle olur. Yaptığın iş zor iş vallaha bana göre.
YanıtlaSilVolkan abi yeterki sen iste sana da yapalım. Mesleğini sevdikten sonra zorlukları gözüne gözükmüyor.
YanıtlaSil